TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu BaÅŸkanı Mehmet MuÅŸ, Genel Kurulda, Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda DeÄŸiÅŸiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin tümü üzerinde görüşmeler sırasında milletvekillerinin soru ve eleÅŸtirilerini yanıtladı. UzlaÅŸmada..
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu BaÅŸkanı Mehmet MuÅŸ, Genel Kurulda, Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda DeÄŸiÅŸiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin tümü üzerinde görüşmeler sırasında milletvekillerinin soru ve eleÅŸtirilerini yanıtladı.
UzlaÅŸmada silinen cezalara iliÅŸkin bir soruyu yanıtlayan MuÅŸ, Gelir Ä°daresi BaÅŸkanlığının faaliyet raporlarına göre yıllar itibarıyla farklılık göstermekle birlikte vergi asıllarının ortalama yüzde 80’inin, cezalarının ise yüzde 15’inin uzlaÅŸma yoluyla kesinleÅŸtiÄŸini kaydetti.
2024 yılı vergi gelirlerinin yüzde 30’una tekabül eden 2 trilyon 210 milyar vergi harcaması hesaplandığını belirten MuÅŸ, ÅŸunları kaydetti:
“Vergi harcamalarından yatırımların teÅŸvik edilmesi için 451,3 milyar lira, iÅŸ gücü piyasasının geliÅŸtirilmesi ve istihdamın teÅŸviki için 640,3 milyar lira, eÄŸitim, saÄŸlık ve sosyal amaçlar için 120 milyar lira, AR-GE, yenilik ve tasarım faaliyetlerinin teÅŸvik edilmesi için 79 milyar lira, tarımsal faaliyetlerin teÅŸvik edilmesi için 136 milyar lira, yurt içi tasarrufların artırılması için 656 milyar lira, altyapı, enerji, ulaÅŸtırma ve diÄŸer kalemler için 126 milyar olmak üzere toplamda ifade ettiÄŸim rakam hesaplanmıştır. Bu tutarın içerisinde en yüksek kalemlerden biri tüm çalışanlarımızın yararlandığı asgari ücret istisnasıdır. 595 milyar lira olarak hesaplanan istisna tutarı tek başına ortalama vergi harcamasının yüzde 27’sini, gelir vergisi harcamasının ise yüzde 60’ını oluÅŸturmaktadır. DiÄŸer taraftan 2024 yılı Ocak ayında asgari ücrete yüzde 49,1 oranında yapılan artış nedeniyle bu istisna tutarının 640 milyar liraya yükseldiÄŸi, damga vergisiyle hesaplandığında ise 677 milyar liralık bir rakama çıkılması öngörülmektedir. Bu haliyle asgari ücret istisnasının vergi harcamasının içerisindeki payı, yüzde 31’e yaklaÅŸmıştır.”
Mehmet MuÅŸ, mevduat faizleri, katılma hesapları kar payları, devlet iç borçlanma senetleri, fon katılma belgeleri ile diÄŸer menkul kıymetlerden elde edilen gelirlerin nihai olarak tevkifat yoluyla vergilendirildiÄŸini ifade ederek, “Sermaye piyasalarının geliÅŸimi ve sermaye birikiminin teÅŸvik edilmesiyle döviz yatırım araçları yerine TL yatırım araçlarının cazip hale getirilmesi amacıyla geçici sürelerle indirimli tevkifat uygulanmıştır. Son dönemde yapılan düzenlemelerle tevkifat oranlarında artışa gidilmiÅŸtir, döviz mevduat ve katılım hesaplarında tevkifat oranı yüzde 25 olarak belirlenmiÅŸtir, TL mevduat hesaplarına uygulanan tevkifat oranları artırılmıştır, özel sektör banka tahvil ve bonoları ve kira sertifikalarından elde edilen gelirlerde tevkifat oranları artırılmıştır, yatırım fonlarından elde edilen gelirlere uygulanan yüzde 0 tevkifat oranı yüzde 7,5’e yükseltilmiÅŸtir.” diye konuÅŸtu.
“BÄ°R ÖNERGEYLE BURADAKÄ° YÃœZDE 1 TAMAMEN KALDIRILABÄ°LÄ°R VEYA YUKARI YÖNLÃœ REVÄ°ZE EDEBÄ°LÄ°R”
Komisyon BaÅŸkanı MuÅŸ, teklifle, ticari kazanç mükellefleri ile serbest meslek kazanç mükellefleri hakkında bir ayda en az 3 defa, yılda toplam 12 defadan az olmamak üzere yapılacak yoklamalarla günlük hasılat tespitin saÄŸlanmasının öngörüldüğünü kaydederek, “Burada haklı olarak mevcut personel yapısıyla bu kadar fazla iÅŸletmenin bu kadar sıklıkla nasıl denetlenebileceÄŸi eleÅŸtiri konusu yapılmakla birlikte burada Gelir Ä°daresinin ve ilgili birimlerin yapacağı risk analizinde sınırlı insan kaynağıyla en riskli veya gelir tespitinde kayba uÄŸradığını düşündüğü alanların üzerine yoÄŸunlaşılacaktır. Tabii ki tamamının denetlenmesi gibi bir durum, mevcut insan kaynağıyla çok kolay gözükmemektedir.” deÄŸerlendirmelerinde bulundu.
Åžirketlerin satışları nedeniyle hesapladıkları KDV’lerinin, alışları nedeniyle ödedikleri KDV tutarlarıyla kıyaslandığını, aradaki farkın “devreden KDV” olarak hesaplandığını ve Hazineye ödendiÄŸini anlatan MuÅŸ, “Aradaki fark eÄŸer fazla ödenmiÅŸse, bu ‘devreden KDV’ olarak kayıtlara geçmektedir. Ancak kanun gereÄŸi, indirimli orandan kaynaklı olarak devreden KDV varsa veya istisnalar nedeniyle devreden KDV olmuÅŸsa sırasıyla takip eden iki ve üç yıl içinde talep edilmesi kaydıyla kendilerine nakden veya mahsuben iade edilmektedir. Ä°ki üç yıllık süreler hak düşürücü sürelerdir.” diye konuÅŸtu.
MuÅŸ, Vergi Usul Kanunu’nda idari yaptırım niteliÄŸinde düzenlenen usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kanuni tutarında genel olarak 1998 yılında deÄŸiÅŸiklik yapıldığını hatırlatarak, “Bu yıldan sonra topluca bir deÄŸiÅŸikliÄŸe gidilmemiÅŸtir. Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları her yıl yeniden deÄŸerleme oranında artmakla birlikte gelinen noktada bu cezalar öngörülen fiillerin caydırıcılığını saÄŸlayamaz noktaya gelmiÅŸtir.” dedi.
Teklifin toplu sözleÅŸmeye iliÅŸkin hükmüne yönelik talepler olduÄŸunu anlatan MuÅŸ, “Bir önergeyle deÄŸiÅŸtirmek suretiyle buradaki yüzde 1 tamamen kaldırılabilir veya yukarı yönlü revize edilebilir. Bu Genel Kurulun ve sayın milletvekillerinin takdirinde.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Genel Kurulda teklifin tümü üzerinde görüşmelerin tamamlanmasının ardından teklifin birinci bölümü üzerinde görüşmelere geçildi.
Birinci bölüm üzerinde söz alan DEM Parti Åžanlıurfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, teklifte imzası bulunan AK Parti’li milletvekillerine yönelik bazı iddialarda bulundu.
Teklifin ilk imza sahibi AK Parti Denizli Milletvekili Nilgün Ök, iddiaların gerçeği yansıtmadığını ve düzenlemeyi manipüle etmeye yönelik olduğunu belirtti.
Bu sırada AK Parti, CHP ve DEM Parti milletvekilleri arasında tartışma yaşandı.
TBMM BaÅŸkanvekili Bekir BozdaÄŸ, teklifin birinci bölümü üzerinde görüşmeler sırasında birleÅŸime ara verdi. Aranın ardından komisyonun yerini almaması üzerine BozdaÄŸ, birleÅŸimi saat 14.00’te toplanmak üzere kapattı.
Sektörde Gündem Ekonomi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.