Suriye’de devrilen Beşar Esad Yönetimi’nden kalan unsurlar, devlet yönetimini Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhaliflere devretmeye başladı. HTŞ, geçiş yönetiminde başbakanlık yapması için örgüte yakınlığıyla bilinen Muhammed el-Beşir’i seçti. El-Beşir,..
Suriye’de devrilen Beşar Esad Yönetimi’nden kalan unsurlar, devlet yönetimini Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhaliflere devretmeye başladı.
HTŞ, geçiş yönetiminde başbakanlık yapması için örgüte yakınlığıyla bilinen Muhammed el-Beşir’i seçti.
El-Beşir, Ocak’tan bu yana İdlib’teki sivil Suriye Kurtuluş Hükümeti’nden sorumluydu.
Muhalif siyasetçi şimdiyse Suriye’deki geçiş hükümetini kurmakla görevlendirildi.
Esad’ın kaçmasının ardından ülkede kaldığını ve hükümeti muhaliflere devredeceğini duyuran Başbakan Muhammed el-Celali, 9 Aralık’ta HTŞ lideri Ahmed eş-Şera (Ebu Muhammed Colani) ve el-Beşir ile buluştu.
Esad Yönetimi başbakanı, “geçiş döneminin hızlı ve pürüzsüz olması için” kabinesi ile birlikte muhaliflerle iş birliği yaptığını açıkladı.
Suriye’deki muhalif grupları temsil eden Suriye Muhalif ve Devrimci Milli Güçler Ulusal Koalisyonu da 8 Aralık’ta yaptığı açıklamada “tam yürütme yetkisine sahip” bir geçiş hükümetinin kurulacağını ve bunun “özgür, demokratik ve çoğulcu bir Suriye’nin önünü açacağını duyurdu.
Yakın zamana kadar yalnızca İdlib bölgesini yöneten Suriye Kurtuluş Hükümeti’nin ülke genelinde söz sahibi olması, HTŞ’ye olan yakınlığı dolayısıyla bazı kesimlerde endişe yarattı.
Muhalif oluşum, Şam’ı almasıyla beraber ülkedeki tüm sivillerin haklarının korunacağına dair bir dizi açıklama yaptı.
Öte yandan HTŞ 11 Aralık’ta, Kürt güçlerinin çekilmesinin ardından ülkenin doğusundaki petrol zengini Deyrizor’un kontrolünü ele geçirdiklerini de açıkladı.
Suriye Kurtuluş Hükümeti’ne bağlı “Siyasi İşler Bürosu”nun sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamalarda yurt dışında bulunan tüm Suriyeliler ülkeye geri davet edildi ve dönüşleri için “uygun şartların” yaratılacağı vurgulandı.
Açıklamalarda ayrıca “Suriye tarihinde yeni bir sayfa açıldığı” ve yeni yönetimin “refah sağlama” hedefiyle hareket edeceği belirtildi.
Bir paylaşımda “altyapının yeniden inşası ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için kapsamlı bir plan takip ediyoruz” dendi.
Siyasi İşler Bürosu’nun açıklamasında, iç savaş yıllarında ortaya çıkan haksızlıkların “adalet ve hesap verilebilirlik temelli kapsamlı bir toplumsal uzlaşma” ile çözüme kavuşturulması gerektiği belirtildi ve bu uğurda Suriye’nin “toplumsal dokusunu” birleştirmeyi hedeflediğini vurgulandı.
Aynı oluşum, 7 Aralık’ta yaptığı başka bir açıklamada ise yönetimi ele geçiren muhalif grupların hiçbir koşul altında Esad ordusunun envanterinde bulunan kimyasal silahları kullanmayacağı taahhüdünü verdi.
Açıklamada, “bu silahların kullanımını insanlığa karşı suç kabul ediyoruz ve sivillere karşı kullanılmalarına ya da intikam ve tahribat araçlarına dönüştürülmelerine izin vermeyeceğiz” dendi.
İsrail, Şam’ın düşmesinden bu yana Suriye’deki birçok askeri tesise onlarca hava saldırısı düzenledi. Saldırıların amaçlarından birinin de kimyasal silahların muhalif grupların eline geçmemesi olduğu belirtiliyor.
Aynı gün yapılan başka bir açıklamadaysa Suriye’deki azınlıkların haklarının muhafaza edileceği vurgulandı.
Açıklamada tüm sivillerin mülkiyetlerinin her türlü tehdide karşı korunmasının önemi vurgulandı ve bu uğurda dini ya da etnik temelde hedef gösterme ya da ayrımcılığa izin verilmeyeceği söylendi.
Açıklamada ülkedeki Hristiyan azınlık, “Suriye’nin ulusal kumaşının bölünmez bir parçası” olarak tasvir edildi.
Dünyanın yeni yönetimle nasıl ilişki kuracağı henüz net değil.
Hakan Fidan, 8 Aralık’ta yaptığı konuşmada Türkiye’nin Suriye’nin yeniden inşası ve çeşitli sorunların çözülmesi için “yeni idare ile birlikte çalışmaya devam edeceğini” söylemişti.
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, barışçı şekilde yönetimin el değiştirmesini ve daha çoğulcu bir siyasi sürecin hayata geçirilmesini umduğunu söyledi.
Rutte, HTŞ’nin adını anmadan, Suriye’nin yeni liderlerinin “hukukun üstünlüğünü savunması, sivilleri koruması ve dini azınlıklara saygı göstermesi gerektiğini” kaydetti.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de sosyal medyada yaptığı açıklamada Suriye’nin “toprak bütünlüğünün ve azınlıkların korunmasının kritik önemde olduğunu” ifade etti.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.