NATO-Türkiye ilişkileri: Yol ayrımı mı yeni bir sayfa mı?

NATO-Türkiye ilişkileri: Yol ayrımı mı yeni bir sayfa mı? Dünya NATO 75 yılını geride bırakırken İttifak da Türkiye de kendini yeniden tanımladığı bir süreçten geçiyor. Son dönemde üst üste yaşanan..

NATO-Türkiye ilişkileri: Yol ayrımı mı yeni bir sayfa mı?

NATO-Türkiye ilişkileri: Yol ayrımı mı yeni bir sayfa mı?

T24 LogoT24 Logo
Dünya

Deutsche Welle

NATO 75 yılını geride bırakırken İttifak da Türkiye de kendini yeniden tanımladığı bir süreçten geçiyor. Son dönemde üst üste yaşanan krizler bir yol ayrımına mı yoksa açılan yeni bir sayfaya mı işaret ediyor?

04 Nisan 2024 08:47



Beklan Kulaksızoğlu

“NATO, Sovyetler BirliÄŸi’ni dışarıda, Amerikalıları içeride ve Almanları aÅŸağıda tutmak için kurulmuÅŸtur.”

NATO’nun ilk Genel Sekreteri Beklan KulaksızoÄŸlu, örgütün Avrupa’daki iÅŸlevini bu sözlerle özetlemiÅŸti.

Ismay’in bu sözleri yıllardır farklı siyasi koÅŸullarda gündemdeki yerini korudu. Kuzey Atlantik AntlaÅŸması Örgütü, kısa adıyla NATO, 75’inci yılını geride bırakırken bu sefer de Ukrayna savaşının gölgesinde, ABD’nin Avrupa’daki varlığını yeniden güçlendirdiÄŸi, Rusya ile yeni bir SoÄŸuk SavaÅŸ dönemine girildiÄŸi bir siyasi iklim mevcut.

Kuzey Atlantik AntlaÅŸması tam 75 yıl önce, 4 Nisan 1949’da imzalandığında Ä°kinci Dünya Savaşı’nın üzerinden sadece 3,5 yıl geçmiÅŸti. NATO’nun üç ana hedefi bulunuyordu: Sovyet yayılmacılığı önüne set çekmek, Avrupa’da güçlü bir Amerikan askeri varlığı yoluyla milliyetçi militarizmin yeniden canlanmasını önlemek ve Avrupa’nın siyasi entegrasyonunu teÅŸvik etmek.

AntlaÅŸma’ya 1949’da imza atan 12 ülke; ABD, Belçika, Kanada, Danimarka, Fransa, Ä°zlanda, Ä°talya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, Portekiz ve BirleÅŸik Krallık oldu. Türkiye ve Yunanistan ise ilk geniÅŸleme halkasında 18 Åžubat 1952’de Ä°ttifak’a katıldı.

Ancak Türkiye’nin Ä°ttifak’a katılması kolay olmadı. O dönem kıta Avrupası’ndaki Sovyet tehdidine odaklanan ve NATO’nun OrtadoÄŸu sınırlarına geniÅŸlemesini istemeyen başını Ä°ngiltere’nin çektiÄŸi ülkeler, Türkiye’nin Ä°ttifak’a tam üye olmasına karşı çıkıyordu. Ä°ngiltere’nin isteÄŸi, Türkiye’yi NATO’ya deÄŸil, oluÅŸturmak istediÄŸi Akdeniz ve OrtadoÄŸu Komutanlığı’na dahil etmekti. ABD de bazı nüanslarla bu plana sıcak bakıyordu.

Türkiye’nin üyelik talebi iki kez reddedildi

Türkiye ise bir yanda BatılılaÅŸma politikasını bir adım öteye götürerek Batı’nın bir parçası olma hedefi, bir yanda dönemin Sovyetler BirliÄŸi lideri Stalin’in Türkiye’nin kuzeydoÄŸu toprakları ve BoÄŸazlar’daki hak iddialarına karşı güvence saÄŸlamak adına NATO’ya üye olmak istiyordu. Türkiye’nin 1950’deki ilk tam üyelik talebi Ä°ttifak tarafından reddedildi.

Birkaç ay sonra Haziran ayında Kore Savaşı patlak verecek, BirleÅŸmiÅŸ Milletler misyonu çerçevesinde Kore’ye 4 bin 500 asker gönderen Türkiye, AÄŸustos ayında ÅŸansını yeniden deneyecekti. Ama Türkiye’nin NATO’ya tam üyelik için ikinci baÅŸvurusu da NATO Bakanlar Konseyi’nde reddedildi.

ABD ile Ä°ngiltere arasında OrtadoÄŸu Komutanlığı konusundaki görüş ayrılıklarının artması, Sovyet yayılmacılığının bir sonraki adresinin OrtadoÄŸu olabileceÄŸi endiÅŸesi ve Türk askerlerinin Kore’de gösterdiÄŸi baÅŸarı gibi çeÅŸitli etkenlerle ABD, Türkiye’nin üyeliÄŸine sıcak bakmaya baÅŸladı. Bunun sonucunda Türkiye ve Yunanistan, Åžubat 1952’de NATO’nun ilk geniÅŸleme halkasını oluÅŸturdu.

Krizler, güven bunalımı ve Türkiye’nin vetoları

Türkiye’nin NATO’ya üye olma süreci gibi, 72 yıllık üyelik süreci de çeÅŸitli siyasi krizlerin gölgesinde geçti.

ABD’nin Türkiye’ye konuÅŸlandırdığı Jüpiter füzelerinin Sovyetler BirliÄŸi ile yol açtığı Küba krizi, ABD BaÅŸkanı Lyndon B. Johnson’ın Kıbrıslı Türklere yönelik katliamların baÅŸladığı 60’lı yıllarda Ada’ya savaÅŸ uçakları gönderen Türk hükümetine yazdığı tehditkâr mektup, 1974’teki Kıbrıs harekâtı sonrasında ABD’nin uyguladığı silah ambargosu, 1990’da Irak’ın Kuveyt’e saldırması sonrası Türkiye’nin ortak savunma talebine ilk yanıtın olumsuz olması gibi olaylar NATO’ya yönelik güven bunalımına neden oldu.

Ancak Türkiye de özellikle 2009’dan itibaren NATO üyeliÄŸini, kendi dış politik hedeflerini yerine getirmede bir araç olarak daha sık kullanmaya baÅŸladı.

Ankara’nın karikatür krizindeki tavrı nedeniyle Danimarka’nın eski baÅŸbakanı Anders Fogh Rasmussen’in NATO genel sekreterliÄŸine karşı kullandığı veto, Suriye’deki YPG’nin terör örgütü olarak kabul edilmesi için NATO’nun Baltık ülkeleri ve Polonya’ya yönelik savunma planlarını veto etmesi, ikili iliÅŸkilerindeki sorunlar nedeniyle Ä°srail, Mısır ve Avusturya ile ortaklık iliÅŸkilerini engellemesi, ayrıca AB üyesi olan Güney Kıbrıs yönetimini tanımadığı için NATO ile AB arasında baÅŸta savunma alanında olmak üzere iÅŸ birliÄŸi süreçlerini tıkaması örnek olarak sayılabilir.

NATO’nun Yunanistan ve Romanya’da artan varlığı

Ancak Türkiye’nin vetolarının NATO’nun acil öncelikleriyle çakışır hale gelmesi, krizlerin dozunu da artırdı. Son olarak Rusya’dan alınan S-400’lerin yarattığı kriz ile Finlandiya ve Ä°sveç’in NATO üyeliklerinin Türkiye’nin vetosuna takılması gündemi aylarca meÅŸgul etti, hatta Batı kamuoyunda Türkiye’nin sorunlu üye olarak görülmesine ve üyeliÄŸinin sorgulanmasına varan tartışmalara yol açtı.

2020’de DoÄŸu Akdeniz’de Yunanistan ile savaşın eÅŸiÄŸine gelinmesine neden olan kriz, ABD’nin Girit’teki Suda Körfezi’nde varlığını güçlendirmesi, NATO’nun güneydoÄŸu kanadının Türkiye’den Yunanistan’a kaydırıldığı deÄŸerlendirmelerine yol açtı. Aynı ÅŸekilde ABD’nin Türkiye’nin burnunun dibindeki DedeaÄŸaç’a yüklü askeri sevkiyatı ve Yunanistan ile gerçekleÅŸtirdiÄŸi ortak tatbikatlar Türkiye’de gözdağı olarak algılandı.

Rusya’nın 2022 Åžubat ayında Ukrayna’ya saldırmasıyla baÅŸlayan savaÅŸta Karadeniz’in stratejik önemi artarken NATO’nun Romanya’daki varlığını güçlendirerek Karadeniz’deki ana üssü haline getirmesi de dikkatlerden kaçmadı.

Yol ayrımı mı yeni bir sayfa mı?

72 yıllık süreçte güven bunalımları ve veto tehditleri, pazarlıklar ya da ABD’nin devreye girmesiyle uygulanan baskı sonucunda bir ÅŸekilde uzlaşıyla sonuçlandı. Ancak son yıllarda gerginliklerin giderek daha sık su yüzüne çıkması ve çözüm süreçlerinin daha uzun zaman alması, dünyada deÄŸiÅŸen güç dengeleri ile ve NATO ile Türkiye’nin bu dengeler içinde kendileri için öngördüğü roldeki farklılıklarla baÄŸlantılı.

Ancak Batı kamuoyunda Ä°sveç krizi döneminde bazı kesimlerin dile getirdiÄŸi “Türkiye’nin NATO’da yeri yok” çıkışları, Türkiye’nin Ä°sveç’in üyeliÄŸine onay vermesi sonrasında durulmuÅŸ görünüyor. Ağırlıklı görüş ise Türkiye’nin NATO’dan, NATO’nun da Türkiye’den vazgeçemeyeceÄŸi yönünde.

Washington kulislerinin etkili gazetelerinden Politico, Ä°sveç’le ilgili üyelik krizinin dorukta olduÄŸu dönemde yayınladığı bir makaleye “NATO’nun ihtiyaç duyduÄŸu baÅŸ aÄŸrısı” baÅŸlığını atmış, ikili iliÅŸkilerdeki anlaÅŸmazlıklara raÄŸmen iki tarafın da birbirinden vazgeçemeyeceÄŸi, “ortak çıkarlara dayalı bir evlilik içinde kenetlendiÄŸi” deÄŸerlendirmesinde bulunmuÅŸtu.

NATO’nun eski genel sekreter yardımcılarından Jamie Shea, Politico’ya verdiÄŸi demeçte “DiÄŸer müttefiklerin büyük bölümü dışlanmak, kötü çocuk konumuna düşmek istemezken Türkiye’nin umurunda deÄŸil. Bu da Türkiye’ye çok büyük bir tesir yeteneÄŸi ve çok büyük bir güç kazandırıyor” deÄŸerlendirmesi yapmıştı.

NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip Türkiye, Ä°ttifak’taki küçük orduların yerine getiremeyeceÄŸi görevleri üstlenme potansiyeline, askerî kabiliyetlere ve muharebe deneyimine sahip. Türkiye’nin jeopolitik önemi eskiden daha çok DoÄŸu ile Batı arasındaki köprü iÅŸleviyle açıklanırken mevcut konjonktürde Karadeniz ile Akdeniz arasındaki geçiÅŸleri kontrol eden konumu, NATO açısından büyük önem taşıyor.

Türkiye’nin Rusya ile iliÅŸkileri Batı’nın iÅŸine yarar mı?

Rusya’dan S-400 alması büyük kriz yaratsa da Batı’nın Rusya’ya yönelik yaptırımlarına katılmaması kaÅŸların çatılmasına yol açsa da Türkiye’nin Rusya ile koruduÄŸu iliÅŸkilerin günün birinde Ä°ttifak’ın iÅŸine yarayabileceÄŸi düşüncesi de gizlenmiyor. Türkiye’nin arabuluculuÄŸunda Ukrayna ve Rusya ile imzalanan Karadeniz tahıl koridoru anlaÅŸması bir gıda krizini önlemiÅŸ, Batı’da övgüyle karşılanmıştı.

Batılı baÅŸkentler Türkiye’nin Ukrayna savaşını bitirecek olası barış görüşmelerinde kilit rol oynayabileceÄŸini gözardı etmiyor. NATO’nun eski üst düzey yetkilisi Shea, “Ukrayna barış görüşmeleri ÅŸu an için olası deÄŸil. Ama gündeme geldiÄŸinde aracı rolü kim oynayacak biliyor musunuz? Çin mi Türkiye mi? Bahse girerim ki Türkiye olacaktır” ifadelerini kullanıyor.

Washington’ın en kıdemli diplomatlarından biri olarak görülen eski Ankara büyükelçilerinden James Jeffrey de OrtadoÄŸu Programı Direktörü olduÄŸu Wilson Center’da kaleme aldığı analizde benzer görüşler dile getirerek “Ukrayna savaşının da bize gösterdiÄŸi üzere, Türkiye eskiden nükleer caydırıcılıkta, Ä°ran’a karşı füze kalkanı projesinde, Balkanlar ve Afganistan’daki operasyonlarda oynadığı hayati rolü, Rusya’nın zaptedilmesinde de ortaya koymaktadır. Türkiye görmezden gelinemeyecek kadar büyük, önemli ve bazen de görmezden gelinemeyecek büyüklükte sorunlar yaratan bir ülke” deÄŸerlendirmesinde bulunuyor.

Türkiye NATO’dan vazgeçebilir mi?

Peki Türkiye’nin NATO’ya ihtiyacı yok mu? Batılı stratejistler, Rusya’nın NATO için olduÄŸu kadar Türkiye için de tehdit oluÅŸturduÄŸu ve Türkiye’nin de bunun farkında olduÄŸu görüşünde. NATO’dan kopacak bir Türkiye’nin Rusya ve Ä°ran’ın doÄŸrudan tehditleriyle karşılaÅŸabileceÄŸi ve bölgesindeki güçlü konumunda NATO üyeliÄŸinin caydırıcı etkisinin de rol oynadığı görüşü dile getiriliyor.

Türkiye’nin NATO için de büyük önem kazanan DoÄŸu Akdeniz’de, baÅŸta Yunanistan olmak üzere son yıllarda kavgalı olduÄŸu ülkelerle normalleÅŸme adımları atması da Türkiye ile Batı arasında yeni bir sayfa açılması çabalarına iÅŸaret ediyor.


Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle

T24 Logo

© Tüm hakları saklıdır.

Kategoriler

HoÅŸ Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Åžifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.