Başkan Erdoğan’dan terörsüz Türkiye mesajı: Tarihi fırsat penceresi açıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terörsüz Türkiye için, Suriye devrimiyle birlikte hem Türkiye’nin hem de bölgenin önünde tarihi bir fırsat penceresi açıldığını söyledi. Başkan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen İdareciler Günü programında..

Başkan Erdoğan’dan terörsüz Türkiye mesajı: Tarihi fırsat penceresi açıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terörsüz Türkiye için, Suriye devrimiyle birlikte hem Türkiye’nin hem de bölgenin önünde tarihi bir fırsat penceresi açıldığını söyledi. Başkan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen İdareciler Günü programında gündeme dair önemli açıklamalar yaptı. Konuşmasında, Hz. Ali’nin Mısır’a atadığı Vali Eşter en-Nehai’ye yazdığı mektuptan alıntılara da yer veren Başkan Erdoğan özetle şu mesajları verdi:
Suriye’yle ilişkilerimizi karşılıklı saygı ilkesi çerçevesinde sürdüreceğiz. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin sağlanmasında komşuluk hukukumuzun bir gereği olarak üzerimize düşen tüm sorumlulukları yerine getireceğiz. Devletimizin ilgili kurumlarıyla işbirliği içinde bu yeni sürecin başarıyla yönetilmesinde mülki idare amirlerimize önemli vazifeler düşüyor. Sınır bölgelerimizdeki valilerimizden çok dikkatli olmalarını, süreci sahiplenmelerini ve adımlarını buna göre atmalarını bekliyorum. Gerek bizleri bu makamlara getiren milletimize hizmet, gerekse bu sürecin incelikle yürütülmesi noktasında hiçbir aksaklığın, hiçbir nahoş durumun yaşanmaması için her birinizin özenli davranacağınıza inanıyorum.

TERÖRSÜZ TÜRKİYE İDEALİ

Bir süredir uyguladığımız terörü kaynağında bertaraf etme stratejimizin meyvelerini içeride ve dışarıda toplamaya başladık. Şimdi bunu yeni araçlar ve yeni yöntemlerle devam ettiriyoruz. Amacımız ülkemizin sırtına vurulan 40 yıllık o kamburu ortadan kaldırmaktır. Suriye devrimiyle birlikte hem ülkemizin hem de bölgemizin önünde tarihi bir fırsat penceresi açıldı. Devletimizin uhdesinde bulunan her türlü vasıtayı, her türlü imkânı kullanarak terörsüz Türkiye idealimizi gerçekleştireceğiz. Türkiye Yüzyılı’nı, kardeşliğin, kalkınmanın, huzurun yüzyılı yapıncaya kadar sizlerle birlikte canla başla çalışacağız.
Sednaya Hapishanesi’nden yansıyan vahşet görüntüleri Suriye’de yıllardır nasıl insanlık dışı bir zihniyetin hüküm sürdüğünü bizlere gösterdi. Azgın ve zorba bir azınlığın mazlum çoğunluğa karşı uyguladığı baskının kanlı ve çirkin yüzü ortaya çıktı. Gün geçmiyor ki ülkenin bir şehrinden toplu mezar çıkmasın. Gün geçmiyor ki Baas rejiminin barbarlığına dair bir delil bulunmasın. Hemen her gün insanlık adına, insani değerler adına utanç ve dehşet verici haberlerle karşılaşıyoruz. İnsani kayıpları bir tarafa bırakıyorum, sadece 13 yıllık katliam politikasının bu ülkeye verdiği zarar 500 milyar doları aşıyor. Suriye’yi ziyaret eden ekiplerimiz de sahadaki tablonun tahmin edilenden çok daha kötü olduğunu ifade ediyor.

TAM BİR KARA CEHALET ÖRNEĞİ

Suriye’nin yeniden inşası için fiziki altyapının, ekonomik ve sosyal düzenin kapsamlı bir şekilde ıslah edilmesi gerekiyor. Ekonomik kalkınma projeleri, sağlık ve eğitim altyapısının oluşturulması, tarım ve sanayinin canlandırılması gibi uzun vadeli stratejiler bu sürecin olmazsa olmazlarıdır. Suriye’nin kendini toparlayabilmesi için Arap ve İslam âleminin destekleri yanında belli bir zamana ihtiyaç olduğu da açıktır. Uluslararası toplumun bu sürece daha fazla katkı sağlaması mühim. Türkiye olarak biz de tüm planlarımızı bu gerçekler ekseninde yapıyoruz. Ana muhalefet partisi genel başkanının “Esad gitti. Sığınmacılar da gitsin” ifadesi vicdansızlıktan öte bir kara cehalet örneğidir. Biraz dış politika, ekonomi, savaş tarihi okuyan bir kişi, açık söylüyorum, böyle bir cümle kurmaktan utanır, hicap duyar.
Savaşın ve zulmün pençesinden kaçan Suriyeli mazlumlara 13 yıl boyunca kol kanat gerdik, şefkat ve merhametle kucak açtık. İnsanlık tarihine altın harflerle geçen bir dayanışma seferberliğine hep beraber imza attık. Gönüllü, güvenli ve düzenli geri dönüşleri yine bize yakışan, inancımıza ve kültürümüze yakışan bir anlayışla yöneteceğiz. Suriyeli kardeşlerimizin evlerine huzurla dönebilmeleri bizim için hem insani bir görev hem de bölgesel istikrar açısından stratejik bir öncelik. Gönüllü olarak yurtlarına dönmek isteyen Suriyeli kardeşlerimize her türlü kolaylığı sağlayacağız. Kimseyi zorla göndermek gibi bir yanlışa da düşmeyecek, ülkemize katkı yapmak isteyen ekonomik, sosyal ve kültürel olarak bizlere zenginlik katan Suriyeli kardeşlerimizin elinden tutmaya devam edeceğiz.
Valilerimizden öncelikli beklentilerimiz, devletimizin kendilerine olan emaneti, imkân ve kaynakları şehirlerimizin faydasına olacak biçimde kullanmalarıdır. Sizlerden görev, yetki ve sorumluluk alanlarınızda bulunan işleri hızlı, etkin ve verimli bir şekilde ifa etmenizi bekliyoruz. Yetim, öksüz ve kimsesizler başta olmak üzere, devletin şefkatine ihtiyaç duyan tüm kesimlerin yanında olmanızı istiyoruz. Mülki idare amirliği, sabah 08.00, akşam 18.00 arasında yapılacak bir görev değildir. Her birinizden makam odalarınıza sıkışıp kalmamanızı, gönlünüzü de kapılarınızı da telefonlarınızı da vatandaşlarımıza açık tutmanızı özellikle rica ediyorum.

DEVLETİN DİNİ ADALETTİR

Deprem başta olmak üzere doğal afet riskiyle yaşayan bir ülkeyiz. 6 Şubat’ta asrın en büyük tabii afetlerinden biriyle yara aldık, yıkıldık, kriz ve afet yönetiminin ne kadar mühim olduğunu orada çok net bir biçimde gördük. Sizin sorumluluğunuz önemli, kritik ve hassastır. İllerinizde şahsımı temsilen görev yapan siz valilerimize çok hayati vazifeler düştüğünü bugün bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Valilerimizden rehberlik teftiş ve denetim faaliyetlerinin yerine getirilmesine dair genelgemizin gereklerini yakından takip ve koordine etmesini de bekliyorum.
Vilayetlerimizde Reisicumhur’u temsil eden valilik makamı devletin milletle bütünleştiği yegâne noktadır. Bizler biliyoruz ki, devletin dini adalettir. Tarih boyunca adaleti esas alan bir devlet anlayışının bugünkü müntesipleri olarak şunu hiçbir zaman unutmayınız; valilik, milletin derdine derman olma makamıdır. Valilik devletin halka uzanan elidir. Vicdan ve merhamet mevkidir. Bu düstur valilik makamının nüvesidir. Sizler halkımızın gönlünde yer bulan, onların talep ve ihtiyaçlarını merkeze taşıyan köprüler konumundasınız. Daima ulaşılabilir, çözüm odaklı ve samimi bir yaklaşım sergilemek valilik makamının temel ilkelerindendir. Unutmayınız ki milletin hayır duası, devletin en güçlü hazinesidir. Türkiye Yüzyılı vizyonumuz da işte bu geleneğin bir tezahürüdür.

EŞİT MUAMELE YAŞAM TARZIMIZ OLMALI

Hizmet ettiğiniz şehirlerde hak ve hukuku gözetmeniz, inancına, hayat tarzına, kökenine, mezhebine bakmadan vatandaşımıza eşit muamele etmeniz vazgeçilmez yaşam tarzınız olmalıdır. Ne tek parti faşist zihniyetinin ne de hafızalarımızda derin yara açan 28 Şubat dönemi uygulamalarının günümüz Türkiye’sinde yeri yok. Bu makamlarda bulunduğumuz müddetçe, kimse o kötü günleri geri getiremeyecek. Devlet anlayışımızı hakkıyla tatbik eden, personeline ve vatandaşlarımıza tepeden bakmayan, ilçe, köy ve mahalleleriyle şehrinin tamamını kucaklayan valiler bizim görmek istediğimiz. idarecilerdir.

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.