“İSRAİL ORDUSU, BİR MİLLETİ TARİHTEN SİLMEYE ÇALIŞIYOR” Emine Erdoğan, ulaşım ve iletişim olanaklarının çok sınırlı olduğu bir çağda, mektuplar, umutlar, elde dikilmiş giysiler, kurutulmuş yiyecekler ve nakit paraların, kıtaları aşarak..
“İSRAİL ORDUSU, BİR MİLLETİ TARİHTEN SİLMEYE ÇALIŞIYOR”
Emine Erdoğan, ulaşım ve iletişim olanaklarının çok sınırlı olduğu bir çağda, mektuplar, umutlar, elde dikilmiş giysiler, kurutulmuş yiyecekler ve nakit paraların, kıtaları aşarak sahiplerine ulaştırıldığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“21. yüzyılda ise insanlığın gözü önünde Gazze’nin bütün dünya ile iletişimi kesilmiş bulunuyor. Hastaneler, ambulanslar, Kızılay’ın, Kızılhaç’ın depoları, mabetler, okullar hedef alınıyor. Yardım tırları sınırlarda bekletiliyor, sular ve enerji kesiliyor, sahra hastanesine dönüştürdüğümüz gemilerimizin kıyıya yanaşıp tedavi hizmeti götürmesi engelleniyor. Yeryüzünün daha önce hiç görmediği bir vahşet sergileniyor ki savaş demek bile mümkün değil. Yüksek teknolojiyle donatılmış İsrail ordusu, sistematik şekilde sivillere, özellikle çocuklara saldırarak bir milleti tarihten silmeye çalışıyor. Uluslararası hukuka aykırı olarak kitle imha silahları masum yavrulara doğrultuluyor. İnsanı insan yapan değerler kaybediliyor. Uluslararası hukuk çiğneniyor.”
Şair Mehmet Akif’in “ta’una da züldür bu rezil istila” dizeleriyle ifade ettiği gibi günlerden geçildiğine dikkati çeken Emine Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu süreçte, ecdadımız gibi bizim de meselemiz toprak değil. Bizim meselemiz, daima insan hakları ve izzet meselesi olmuştur. Vaktiyle fethedilmiş gönülleri yıkmama, acılarına sessiz ve seyirci kalmama meselesi. Meselemiz, bu dünyadan zulmü alkışlayarak mı, mazluma yoldaş olarak mı gideceğimiz meselesidir. Ecdadımız gibi bizim de Gazze’de, Ukrayna’da, Kudüs’te, Yemen’de, Bağdat’ta, Halep’te, Şam’da akan kanın dinmesinden başka hedefimiz yoktur.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.