“Türkiye toplam borçlulukta veya kamu borçluluğunda milli gelire oran olarak dünyanın en iyi ülkeleri arasında” Dünyada ciddi bir borçluluk olduğuna dikkat çeken Mehmet Şimşek, milli gelire oran olarak küresel borç..
“Türkiye toplam borçlulukta veya kamu borçluluğunda milli gelire oran olarak dünyanın en iyi ülkeleri arasında”
Dünyada ciddi bir borçluluk olduğuna dikkat çeken Mehmet Şimşek, milli gelire oran olarak küresel borç oranının yüzde 300’lerin üzerinde olduğunu belirterek, “Faiz düşükken borç çok belki önemli bir sorun değil. Ama uzun vadeli faizler yüksek seyrederken o zaman soruna dönüşebiliyor. Birçok ülkede bu sorun var” dedi.
Şimşek sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye toplam borçlulukta veya kamu borçluluğunda milli gelire oran olarak dünyanın en iyi ülkeleri arasında. Gelişmekte olan ülkelerde ortalama toplam borcun milli gelire oranı yani hane halkının devletin reel sektörün, finans sektörünün borcunu, milli gelire oranı Türkiye’de yüzde 95 iken diğer ülkelerde ortalama yüzde 245. Mesela Türkiye’nin kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 26 iken bize benzer ülkelerde yüzde 70 civarı. Bu açıdan Türkiye oldukça avantajlı. Ticarette korumacılık artsa bile Türkiye Avrupa Birliği ile ve diğer 27 ilave ülkeyle yani toplamda 54 ülkeyle kural bazlı yani kurala dayalı serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde ticaret yaptığı için bizim ihracatımızın yüzde 162’si bizim serbest ticaret anlaşmaları olan ülkelere, bu da aslında bizi bir miktar korunaklı hale getiriyor” dedi.
DOĞURGANLIĞIN YENİDEN ARTMASI İÇİN TEDBİR ALACAĞIZ
Dünyada yaşanan yapısal sorunlara dikkat çeken Şimşek, bunlardan birinin de yaşlanan dünya nüfusu olduğuna dikkat çekti. Türkiye’de dramatik şekilde düşen doğurganlık oranı yönelik tedbirler alınacağını söyledi. Buna rağmen, çalışma çağındaki nüfus itibariyle Türkiye kendisine benzer ülkelere göre yani orta üst gelir grubu ülkelere göre hala çalışma çağındaki nüfusun arttığı bir ülke olduğunu ifade etti.
Kadınlar arasında iş gücüne katılım oranının düşük olması nedeniyle, OECD ortalamasına çıkmak için de reform yapılacağını, tüm bu tabloya rağmen, Türkiye’nin demografik avantajının devam ettiğini vurguladı.
“Yapay Zeka hazırlık endeksine göre Türkiye’nin gelişmekte olan ülkelere göre daha iyi bir konumda olduğumuzu belirten Şimşek, iklim değişikliği konusuna da değindi. “Biz Türkiye olarak yeşil dönüşümü önceliklendirdik” diyen Mehmet Şimşek, “Özellikle kuraklığa karşı sulama projelerini önceliklendirdik. Özellikle doğal afetlere karşı dayanıklı şehirlerin inşasını önceliklendirdik dolayısıyla bu konuda hazırlık çok önemli” dedi.
“DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ TRENDLER TÜRKİYE’NİN LEHİNE”
Kısa vadeli dünya ekonomisinin görünümüne bakıldığında, Türkiye’nin lehine trendler içerdiğin belirten Şimşek, “Uzun vadeli trendlere bakarsanız sorunlar var, yapısal sorunlar var ama Türkiye’nin avantajları var. Dolayısıyla kötümser olmanız için hiçbir sebep yok” dedi.
“DÜNYANIN MERKEZİYİZ”
İhracatımızın yüzde 62’sinin serbest ticaret anlaşmaları olan ülkelere, 30 trilyon dolarlık küresel hasılaya eriştiğimizi belirten Bakan Şimşek, “Biz aslında dünyanın merkeziyiz bir anlamda. Dikkat ederseniz bölgesel entegrasyon çok ön plan çıkacak. Bu kırılmalar nedeniyle Türkiye o açıdan ciddi avantajlı. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yeni bir kalkınma yolu projesi var biliyorsunuz. Bütün bunlar bölgesel entegrasyona yönelik önemli adımlar” dedi.
“PROGRAMIMIZIN TEK HEDEFİ SÜRDÜRÜLEBİLİR YÜKSEK BÜYÜME””
Uygulanmakta olan politikalarla ilgili açıklamalarda bulunan Mehmet Şimşek, “Biliyorsunuz yaklaşık bir buçuk yıldır fiilen uyguladığımız bir orta vadeli program var.
Bu programın tek bir hedefi var: Sürdürülebilir yüksek büyüme ve bunun daha adil bir şekilde dağılımı. Peki bunu nasıl başaracağız? Enflasyonu düşürerek, fiyat istikrarı sağlayarak, mali disiplini sağlayarak, sürdürülebilir cari açığı yakalayarak. Çünkü makro finansal istikrarın tesis edilmesi gerekiyor. Esas olarak yapısal dönüşümle rekabet gücünü ve verimliliği artırarak” dedi.
“KIRILGANLIKLARI AZALTTIK, FİNANSAL İSTİKRARI TESİS ETTİK”
Programın kat ettiği mesafeye de değinen Şimşek, “Bu program sayesinde Türkiye’de kırılganlıkları azalttık, makro finansal istikrarı tesis ettik. Daha gideceğimiz yol var ama bu önemliydi. Yani ödemeler dengesi risklerini, enflasyonun kontrolden çıkma risklerini, bunların hepsini daha yönetilebilir bir noktada tuttuk. Bütçe disiplinini, deprem yaralarını sararken tesis ettik. Bugünkü fiyatlarla iki yıllık deprem için bütçeden tahakkuk eden miktar 2.6 trilyon lira. Neredeyse 75 milyar dolar. Dünyanın en güçlü ülkeleri bile bu türden büyük bir doğal afet karşısında bayağı etkilenir. Biz etkilendik ama ona rağmen şu an bütçe disiplinini 2025 itibariyle tesis etmiş olacağız” dedi.
Sektörde Gündem Ekonomi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.